Mersin Barosu marjinal gruplara arka bahçe mi oldu? Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşın Yılmaz neden marjinalliği ön plana çıkardı? Baro siyasallaştırıldı mı? Başkan Yılmaz’ın Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz’ı “marjinal başkan” olarak nitelendirmesi ve başkanın baroyu siyasete bulaştırdığı iddiası gündem oldu.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Olağanüstü toplanarak Mersin Barosu ile yapılacak kadın ve çocuk istismarına yönelik işbirliği protokolü teklifi yeniden görüşüldü. Söz alan CHP’li meclis üyeleri kararın geçmesi gerektiğini ifade ederek ‘hayır’ diyecek üyelerin ret gerekçesini açıklamasını istedi.
“ASIL MESELE BARO BAŞKANININ BAROYU SİYASALLAŞTIRMASI”
Toroslar Belediye Başkanı MHP’li Avukat Atsız Afşın Yılmaz ise söz alarak konunun hassas olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:
“Kadın ve çocuk son zamanlarda hiç bu kadar siyasete alet edilmemişti. Burada herkesin eşi var, değerli hanımefendiler var, herkesin çocuğu var. Burada asıl meselenin kadın ve çocuk olmadığı çok açık ve nettir. Geçtiğimiz yıllarda konu hakkında baro ile işbirlikleri yapıldı. O günden bugüne bir baro başkanı ve büyükşehir belediye başkanı değişti. Kadın ve çocuk konusunda faaliyetler yapılıyor. Bizim Toroslar Belediyemizde de Kadın Danışma Merkezimize yüzlerce, binlerce kadın doğrudan, dolaylı, online başvuru yaptı. Tüm belediyelerimizin de bu konuda üniteleri var, hizmetler veriyorlar. Belediyeler dışında bir çok kurum ve kuruluş bu konuda hizmetler veriyor. Biz bu konuda belediyemizde baro üyesi avukat arkadaşlarımızdan destek alıyoruz. Hem de gönüllü olarak. Hiçbir protokol yapmadan. Geçen mecliste söylemek istemedim, konuyu kişiselleştirmek istemedim ama burada asıl mesele hakim kanaat Baro Başkanının marjinal ve baroyu siyasallaştıran bir tutum içerisinde olmasıdır. Bunun için araştırma yapmaya gerek yok. Sosyal medya paylaşımlarındaki savunmalarından ortaya çıkar. Cumhur İttifakı bu konuda bu nedenle soğuktur. Yoksa kadınlarımıza ilişkin, çocuklarımıza ilişkin her türlü konuda yine beraberiz, beraber olacağız. Kısaca böyle özetlemiş olayım. Dikkatli, gayet ince düşünerek seçtiğim bir davranış bende uzun yıllar Avukatlık yaptım. Mersin Barosunda stajımı tamamladım. Ama bu konu bugünün konusu değil, hep tartışılan bir konu. Bugün zirve yapmış bir konu. Barolar ve Baroların komisyonları ve siyaset ilişkisi. Bir avukat olarak, baro üyesi olarak hep bunu tartıştık. Bundan şikayet ettik. Aday olan baro başkan adaylarına da bu konuda uyarıda bulunduk bugüne kadar. Ama bu konu bugünün şartlarında çok yükselmiş bir mesele. Gündemi takip ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partimizin, meslektaşlarımızın, vatandaşlarımızın bir kısmının da bundan rahatsız olduğunu, hatta yapılacak olan baro seçimlerinde de farklı bir pozisyon aldıklarını biliyoruz. Burada kadın çocuk üzerine bir vurgu yapılınca bu açıklamayı yapmak gereği duydum.”
“MARJİNAL GRUPLARIN ARKA BAHÇESİ BARO”
MHP Mersin İl Başkan Yardımcısı Oğuzhan Çınar konu ile ilgili yaptığı açıklamada Mersin Barosu’nun marjinal grupların arka bahçesi haline geldiğini işaret ederek, şunları kaydetti:
“11 Aralık 2020 tarihinde Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde oy çokluğuyla, kamuoyunda Marjinal grupların arka bahçesi haline gelmiş olduğu düşünülen Mersin Barosu ile iş birliğinin yapılmaması, Cumhur İttifakı meclis üyelerinin tam katılımı ile Olağanüstü Mecliste 2.defa reddedilmiş ve “Kararda ısrar oylama stratejisi” 43 oy ile çökertilmiştir. Alınan kararların Mersinli hemşerilerimize hayırlar getirmesini dilerim.”
Öte yandan Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz’ın kişisel sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı hükümeti eleştiren bazı paylaşımlar, konu ile ilgili kafalarda soru işaretine neden oldu.
İŞTE O PAYLAŞIMLAR:
-Yaptığı bir paylaşımda, “Nerde adil yargılanma hakkı, nerde siyasi tutuklulara özgürlük, nerde toplantı ve yürüyüş hakkı, nerde din ve vicdan özgürlüğü(herkes için),nerde kamu görevlilerinin öldürme yasağı, nerde yaşama hakkı, nerde düşünce özgürlüğü, nerde seçim barajının kaldırılması (koz olarak kullanmak için elinde tutuyor),nerde siyasi af, nerde sosyal adalet, nerde adalet nerde vicdan, NERDE LAN BU DEVLET?” diyor Bilgin bey.
-23 Mart 2020 tarihinde terör soruşturması nedeniyle görevinden uzaklaştırılan HDP’li Belediye Başkanlarına üzüntüsünü ise şöyle dile getiriyor: “Millet can kasap et derdinde hikâyesi. Coronaya Karşı Mücadele Kapsamında Hdp’li Batman, Silvan Lice Ve Ergani Belediyelerine Kayyum Atandı. Milletin İradesi ve sandık yok sayıldı. Herşeyin başı sağlık ama yine de demokrasi?”
31 Mart 2015 günü, İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında görevi başında terör örgütü DHKP-C tarafından şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın şehadetinden 1 gün sonra çıklama yapan Bilgin Yeşilboğaz, “Adliyede bir savcımızın rehin alınması olayında yapılan başarılı !!! operasyon sonunda rehin alınanla birlikte rehin alanların da öldürülmesi bizlere pembe gözlüklerle izlettiriliyor” diyerek, açıkça devleti suçluyor.
DHKP-C’LİLERE ADİL YARGILANMA TALEBİ
-15 Haziran 2020 tarihinde “Terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla hapis cezası alan, ardından ölüm orucuna giren ve DHKP-C üyesi olmaktan hüküm giyen Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için, “Adil yargılanma hakkının tesisine ilişkin şartlar derhal yaratılmalı ve tutuklular bir an önce serbest bırakılmalıdır” çağrısı yapmıştır. 27 Ağustos 2020’de ise, “Adil yargılanma talebiyle 238 gündür ölüm orucunda olan Avukat Ebru Timtik’in hayatını kaybetmesinin üzüntüsü içerisindeyiz. “Adalet neden gerekli?” Sorusunun yanıtına bir kez daha, “Çünkü Adalet Yaşatır. Adaletsizlik öldürür” diyoruz. Sorumlusu ise hukukun üstünlüğünü, adil yargılanma ilkesini çiğneyenlerdir. Hukuk camiamıza ve ailesine başsağlığı dilerim” demiştir.
Dhkp-C baskınında gözaltına alınan ve ardından tutuklanan Rıdvan Akbaş ve Nuriye Gülmen’in yanı sıra, KHK ile görevlerinden ihraç edilen akademisyenlerle ilgili yaptığı açıklamada, “Sembolik anlamda yazdığım isimlerin tek ortak yanları, sistemden ayrı düşünen ve eleştirisel bir bakış açısına sahip kişilerin OHAL sürecinde maruz kaldıkları insan hakları ihlalleri, baskı, işkence vs muameleleridir.Her biri farklı bir kesimi temsil ediyor görünse de aslında sistem karşısında olmaları ve iktidardan farklı bir bakış açısına ve ideolojiye sahip olmaları aynı muamelelere maruz kalmaları için yeterli bir sebepti” diyerek, bir kez daha devleti hedef gösterip, terör suçundan kesinleşmiş cezası bulunan Nuriye Gülmen’e destek çağrısı yapmıştır. (3 Haziran 2017)
-Terör örgütü DHKP-C davasından tutuklu yargılanan Grup Yorum üyeleri Helin Bölek ve İbrahim Gökçek’in adalet beklentilerinin bozuk terazisiyle tartılmasının sonucu doğan hukuksuzluğun, adaletsizliğin kurbanı olduğunu iddia ederek, “Bugün adaletsizlik iki kurban verdi. Bir kez daha gördük ki, adaletsizlik öldürür!” açıklaması yapmıştır. (7 Mayıs 2020)
-27 Ocak 2020 tarihinde yaptığı açıklamada, Ankara Sıhhiye Adliyesi önünde avukatların basın açıklaması sırasında yaşananları, “polis zorbalığı, devlet şiddeti” olarak tanımlamış, adliye önünde avukatlara ve hukukçulara saldırı talimatını devlet yetkililerinin verdiğini iddia etmiştir.