Mersin’de Gezi Direnişinin 7. yılında haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı bundan önceki gibi bundan sonra da karşı çıkılacağı mesajı verildi. Emek ve Demokrasi Platformu tarafından yapılan basın açıklamasında; eşit, özgür bir ülkede barış içerisinde, kardeşçe, bir arada yaşam mücadelesinin kararlılıkla sürdürüleceği ifade edildi.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Gezi Direnişi’nin 7. yılı nedeniyle Genel İş Sendikası’nda bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Emek ve Demokrasi Platformu adına basın açıklamasını okuyan DİSK-Genel İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, 28 Mayıs 2013’ün gerek ülke gerekse de emek ve demokrasi güçlerinin dünya ölçeğinde verdiği mücadelenin milatları açısından önemli bir gün olduğunu belirtti. Bu tarihin kimileri tarafından 3-5 ağacın hesabını sorma girişimi, kimilerine göre bir darbe girişimi olduğunu ancak kendileri için eşit ve özgür bir dünyanın kurulmasının geri dönülemez bir adımı olduğunu anlatan Göksoy, “Gezi direnişi ile iktidarın tek tip insan yaratma girişimi, doğayı, çevreyi, insanı yok sayma mantığı çok ciddi bir darbe aldı” dedi.
“HAKSIZLIĞA KARŞI SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Bu süreçte mücadele eden insanların paranın egemen olmadığı, kardeşliğin, eşitliğin, özgürlüğün Türkiye’sini meydana getirdiğini anlatan Göksoy, “Yaşları 15 ile 25 arasında sekiz gencimizi toprağa verdik. Gezi’de kimileri yenildiğimizi sanıyor ama biz o günden sonra daha inançlı, daha kararlı bir şekilde, haksızlığa karşı sesimizi yükseltmeye, tek adam rejimine karşı çıkmaya; aklın, bilimin, emeğin, dayanışmanın, eşitliğin, özgürlüğün ve barışın öncülüğünde kurulacak yeni bir dünya için mücadele etmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Emek ve Demokrasi Platformu olarak bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı seslerini yükseltmeye devam edeceklerini anlatan Göksoy, “Korona salgını nedeniyle çıkamadığımız sokakları unuttuğumuz, ya da sokaklardan vazgeçtiğimiz düşünülmesin. Pandemi sürecinin bitmesi ile birlikte, halkın sağlığını tehlikeye atmadan yine sokaklarda olacağız, yine sözümüzü söylemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
“PROKASYONLARA DİKKAT!”
Mücadelelerini bölmek ve halk ile aralarını açmak için egemenler tarafından provokasyonlar yapıldığını belirten Göksoy, “Tıpkı geçtiğimiz hafta içerisinde İzmir’deki bir camiden okunan Çav Bella marşında yapıldığı gibi. Bizi din düşmanı gibi göstermeye çalışanlara bir kez daha sesleniyoruz; bizim halkın manevi yaşamı ile dini duygu ve düşünceleri ile bugüne dek hiçbir sorunumuz olmadı, bundan sonra da olmayacak, bizim sorunumuz dini siyasete alet edip halkın dini duygularını sömürenler iledir ve onlara karşı mücadelemiz sonuna kadar sürecektir. Bu provokasyonlardan sonuç alamayacağını çok iyi bilen iktidarın denediği yollardan biri de direnen, sesini çıkaran, mücadeleye öncülük eden tüm dinamiklere saldırmak, gözaltına almak ve ele geçirdiği hukuk ile de bu insanların tutuklanmasını sağlamak” diye konuştu.
“HAKSIZ VE HUKUKSUZ TUTUKLAMALARA SON VERİLMELİ”
Haksız ve hukuksuz şekilde uygulanan gözaltı ve tutuklamalara son verilmesi gerektiğini ifade eden Göksoy şunları söyledi: “Bugüne de hukuksuz bir şekilde cezaevine konan aydınlar, gazeteciler, düşüncelerinden dolayı tutuklananlar ve tüm siyasi tutsaklar bir an önce serbest bırakılmalıdır. İktidarın ikiyüzlü tavırları bu dönemde iyice artmıştır; bir yandan sosyal medyada düşüncelerini barışçıl bir şekilde ifade edenler tutuklanırken diğer yandan komşularını ve 50 kişiyi ölüm listesine yazdığını belirtenlere dokunulmamaktadır. Bir yandan bekçi ve polis baskıları gün geçtikçe artarken diğer yandan mezarlıklara saldıranlar ve halkın kutsal saydığı değerlere saldıranlara karşı hiçbir önlem alınmamaktadır. Bir yandan Gezi sürecinde camilerde içki içildiği, ayakkabı ile gezildiği, türbanlı kadınlara saldırıldığı rivayetleri yayılırken diğer yandan camilerde futbol oynayanlardan söz bile edilmemektedir. Kısaca her yönüyle ikiyüzlü politikalar ile ülke yönetilmeye başlanmıştır.”
